6 Şubat 2016 Cumartesi

Sarıahmetli mevkii - Köseler Köyü – Eşme – Uşak


Sarıahmetli mevkii - Köseler Köyü – Eşme – Uşak

Sarıahmetli Köyü’nün (Sarıahmetli Mevkii  veya Sarıahmetli Mahallesi) kuruluşu (özet bilgi).
Oğuzlar’ın Bozoklar Kolu’nun Günhan Bölümü’nün Bayat Boyu (Oğuzlar’ın diğer boyları gibi) birçok aşiretlerden meydana gelmişti. Kaçar aşireti de Bayat boyuna mensuptu ve Orta Asya - Horasan’da ( İran’ın kuzey kısmını , Afganistan’ın, Pakistan’ın,Tacikista’nın, Özbekistan’ın, Türkmenistan’ın, Kırgızistan'ın bir kısmını kapsayan ve Çin Seddi'ne dayanan bölge) yaşıyorlardı.

Birçok sebeplerden ve bilhassa Cengiz Han’ın Moğol imparatorluğu’nun baskı ve şiddetlerinden dolayı diğer Oğuz boyları gibi Kaçarlar’ın bir bölümü de batıya göç etmek mecburiyetinde kaldılar. Yine diğer oğuz boyları gibi bir kısım Kaçarlar Van Gölü yakınındaki Ahlat’a geldiler daha sonra Şam’a(Suriye) göç ettiler.
Daha sonra bunların bir kısmı 1700 yıllarında Ege Bölgesine doğru geldiler.Fakat bunlar da ikiye ayrıldılar, bir kısmı Aydın’a devam etti. Bir kısmı ise Uşak bölgesinde kaldı. Uşak bölgesinde kalanlardan oymağımızın başını çektiği Hacı Sarı Ahmet (1830 – 1897), bölgede bir çok yeri dolaştıktan sonra 1850 yıllarında bugün Sarıahmetli diye anılan yere gelerek yeni topraklarının burası olacağına karar verdi. O zamanlar Osmanlı Padişahı Abdülmecid idi. Tabii ki bu yerleşme Padişah'ın veya Padişah'ın o bölgedeki temsilcisinin onayı ile olmuştur. O günden bugüne buraya Sarıahmetli mevkii denmektedir.

Sarıahmet hakkında bilgi:
Dedesi : Cafer ağa(1775-1835 gibi...).

Babası: Mehmet(1800-1860 gibi...).
Dış görünüşü: Sarı renkli, uzun boylu, çakır gözlü, oldukça yakışıklı.

Babam, Sarıahmet’in torunu Öğretmen Ahmet Baysal’dır (1909 – 1976). Sarıahmetli’de doğmuştur. Uzun yıllar Eşme ve köylerinde öğretmenlik yapmıştır. Ahmet Baysal  ayni zamanda Eşme’deki Kütüphanenin (Çocuk Kütüphanes’nin) kurucusudur(1953). Bu kütüphane ayni zamanda Türkiyede kurulan ilk Çocuk Kütüphanesi’dir. 1956 - 1969 yılları arasında İzmir Çocuk Kütüphanesi Müdürü olarak çalışmıştır. 1976 da İzmir'de vefat ettiği zaman kendi isteği ile doğduğu SarıAhmetli'de defnedilmiştir.
Yazar Erdoğan Baysal da Sarıahmet’in diğer torununun torunudur ve Sarıahmetli’de doğmuştur.

Karikatürist Ercan Baysal da Sarıahmet’in diğer torununun torunudur ve Sarıahmetli’de doğmuştur.

Bilgiler, babam öğretmen Ahmet Baysal’ın anlattıklarından, tuttuğu kısa notlardan, diğer akrabarımın anlattıklarından ve tabiiki tarihimizden derlenmiştir.

Derleyen: Dr. Yüksek Mühendis Bataçar Baysal (Sarıahmet’in torununun oğlu).




                                         
HORASAN - ORTA ASYA HARİTASI

                                                           


           
 Öğr. AHMET BAYSAL’ın öz geçmişi
      
        Adı ve Soyadı :                          Ahmet Baysal.
        Doğum Yeri ve Tarihi :             1909, Sarıahmetli, Köseler Köyü, Eşme, Uşak.
        Ölüm Yeri ve Tarihi :                1976, İzmir.
        Tabiiyeti  :                                  Türkiye Cumhuriyeti.
        Evlilik Durumu :                         Evli (Düriye Baysal ile).
       TAHSİL  :  
1)    İlk öğretim, Kula, Manisa.

2)    Denizli Köy Muallim Mektebi, Denizli, (1931).

      ÇALIŞTIĞI YERLER :
      Devlet hizmetine girdiği tarih :  24 Eylül 1930.
1)    İnay Köyü İlkokulu, Ulubey, Uşak, (1933 – 1935). (İnay 1953 yılına kadar Eşme’ye bağlı idi, daha sonra Ulubey’e bağlanmıştır).
2)    Merkez Dumlupınar İlkokulu, Eşme, Uşak , (1935 – 1941).

3)    Güre Köyü İlkokulu, Eşme, Uşak,  (1941 – 1944).
4)     Merkez Dumlupınar İlkokulu, Eşme, Uşak , (1944 – 1953).

5)     Eşme Çocuk Kütüphanesi,  Eşme, Uşak,  (1953 – 1956).
6)     İzmir Çocuk Kütüphanesi, İzmir, (1956 – 1969).    

      Öğr. Ahmet Baysal, Eşme’deki Kütüphane’nin  kurucusudur(1953), o zamanlar bu                    
      Kütüphanenin ismi Eşme Çocuk Kütüphanesi idi. Bu kütüphane Türkiye’deki ilk
      Çocuk Kütüphanesidir.

      KURSLAR :
     Milli Eğitim Bakanlığı, Görme ve İşitme Yoluyla Öğretim Kursu – Petrollü Projeksiyon,    
     Projeksiyon, Sessiz Sinema, Sesli  Sinema makinelerini kullanım sertifikası, (1954).
     YAZDIĞI ESER :
     Vereme Nasıl Tutuldum Nasıl Kurtuldum?, Eşme, Uşak, (1946).

     Öğr. Ahmet Baysal'ın mezarı Sarıahmetli'dedir.




      

KAÇARLAR

Oğuzlar’ın Bozoklar Kolu’nun Günhan Bölümü’nün Bayat Boyu (Oğuzlar’ın diğer boyları gibi) birçok aşiretlerden meydana gelmişti. Kaçar aşireti de Bayat boyuna mensuptu ve Horasan’da ( İran’ın kuzey kısmını , Afganistan’ın, Pakistan’ın,Tacikista’nın, Özbekistan’ın, Türkmenistan’ın, Kırgızistan'ın bir kısmını kapsayan ve Çin Seddi'ne dayanan bölge) yaşıyorlardı.

Kaçar adı, Türkçe kaçmak kelimesinden türetilmiştir.

Horasan’da oturan Kaçarlar, Cengiz Hanın torunu Hülagü’nün kurduğu İlhanlı Devleti’nin (1256 – 1335) ordusu ile Alamut Batînîlerine ve Suriye’ye karşı tertiplenen seferlere katıldılar. Bu suretle Irak, Suriye ve Anadolu’ya yayıldılar. İlhanlı Devleti yıkıldığı zaman, Suriye hududuna yerleştiler.

Tîmûr Hânlığı(1370-1507) hükümdarı Timur, Suriye’yi ele geçirince, Kaçarları esas vatanları olan Türkistan’a yolladı. Bu sırada Kaçarların bir kısmı Azerbaycan’ın Gence ve Erivan bölgesinde yerleşti. Azeri Türklerinin etnik yapısının oluşumunda Kaçarlar’ın da payı vardır.

Oğuzlar’ın Üçoklar Kolu’nun Gökhan Bölümü’nün Bayındır Boyu tarafından kurulan Ak Koyunlular’dan(1378-1508) Osman bin Ali bin Hasen Bey, Kaçar beylerinden idi ve Ak Koyunlu Devleti zayıflayınca  Ak Koyunlu tahtını ele geçirdi ve taht kırk sene Kaçarların elinde kaldı(1402-1435).

On altıncı asrın başında kurulan Safevî Devleti (1501-1736) kurucusu Şah İsmail’i destekleyen Kaçarlar, bu devirde vezirlik, başkumandanlık, beylerbeylik dâhil devlet kademelerinde vazîfe aldılar. Kızılbaş kabilesinden olan Kaçarlar Ustaclu, Şamlu, Baharlu ve Afşar gibi diğer 7 kabile ile beraber Safevi Devleti'nin kurulmasına yardım etmişlerdir.  Fakat Safevi Şahı I. Abbas (1587-1628) Kaçarları Azerbaycan’dan kaldırıp , Esterabad’a(kuzeydoğu İran) götürdü ve bunların bir kısmını orada yerleştirdi. Bir kısmını da Türkistan’ın Merv taraflarında yerleştirdi.

 Safevîlerin yıkılmasıyla, on sekizinci asırda Kaçarlar Afşarlılar ile mücâdele ettiler. Afşarlı Nâdir Şâh’a düşmanca davranan Kaçarlar, kuzey İran üzerinden Azerbaycan’a yayıldılar. Kaçarlı Muhammed Ağa’nın Azerbaycan valiliği sırasında Kaçarların İran’daki hâkimiyeti kuvvetlendi. Zendlere (1751-1794 yıllarında orta ve güney İrenı yöneten aşiret) karşı 1779 senesinde Şiraz’da zafer kazanan Muhammed Ağa, İsfehan bölgesini alarak şahlığını îlân etti.

Muhammed Ağa, başta Kaçarlar olmak üzere İran’da, sırf Türk unsuruna dayanan, yeni bir Türk sülâlesinin hâkimiyetini kurdu. Uzun süre Zendlerle uğraştı. 1796’da Zendlerin hâkimiyetine tamâmiyle son verdi. Hemedan, Şiraz ve Kirman’ı ele geçirdikten sonra Azerbaycan üzerine yürüdü ve Afşarlıların topraklarını ellerinden aldı. Tahran’ı payitaht yaptı.

Muhammed Ağa tarafından 1796 senesinde kurulan Kaçar Devleti, iç işlerini hâlletmeden Ruslarla uğraşmak mecburiyetinde kaldı. Devleti kurduktan kısa bir süre sonra ölen Muhammed Ağa’nın çocuğu olmadığı için yeğeni Feth Ali Şah tahta geçti. Feth Ali Şah, Çarlık Rusyasının Hind Okyanusu’na inme politikasına karşı ordusunu kuvvetlendirerek, Avrupa’dan teknik eleman, silâh ve malzeme getirtti. Saltanatının hemen hemen otuz senesi Rusya ile harpte geçen Feth Ali Şah devrinin en meşhûr siması olan Abbâs Mirza, veliahd ve Azerbaycan orduları başkumandanı sıfatı ile Ruslara karşı bütün muharebeleri idare etti.  Feth Ali Şah, 1826 ile 1828 seneleri arasında yapılan İran-Rus harbi sonunda imzalanan 1828 Türkmençay Andlaşması ile İran, Kafkaslar havalisindeki haklarını Rusya’ya vererek, Hazar Denizi’ndeki Rus hâkimiyetini kabul etti.

Feth Ali Şah’dan sonra yerine Muhammed Şah geçti. Muhammed Şah tahta geçtikten sonra kabil ve Kandehar üzerine yürüyüp Afgan kabilelerini itaate mecbur etti. Muhammed Şâh’ın Herat üzerine yürümesi üzerine, İngiltere onu bu seferden alıkoymak için bir milyon İngiliz parası vermeyi teklif etti ise de Muhammed Şah, Rusya’nın tazyiki ile kabul etmedi. Bunun üzerine İngilizler, Basra körfezine donanma ve ordu gönderdiler. Muhammed Şah, bu zarurî durum karşısında Herat önlerinden geri çekilmek mecburiyetinde kaldı. 1841 senesinde Hazar Denizi’nin güneydoğu kısmındaki bölgede, Rusların askerî bir deniz üssü yapmalarına izin verdi. Bu üs Rusların Türkistan’ı istilâ etmelerini kolaylaştırmıştır.

1847 senesinde Osmanlı-İran hududunun tâyininde, İran’ın menfaatlerini Ruslar müdâfaa ediyorlardı. Muhammed Şah, saltanatının sonlarına doğru Kuzey İran’da, Acem asıllı Elbab Ali Muhammed’in talebesi İslâm düşmanı Behâullah’ın kurduğu Behâîlik ortaya çıktı. İran’ın kuzey vilâyetlerinde büyük tehlike hâlini aldı.

Muhammed Şâh’ıh yerine geçen Nâsıreddîn Şah devrinde Behâîler, Kaçar Devleti’ni tehdit edip, isyanlar çıkardılar. Saltanatı yarım asır süren Nâsıreddîn” Şah, Behâîlerin büyük bir kısmını kılıçtan geçirdi. Büyük devletlerin karşılıklı rekabeti ve Nâsıreddîn Şâh’ın siyâseti İran bölgesinde bütünlüğünü korumada başarılı oldu. Bununla beraber, savaş masrafı ve Şah ailesinin israfı devleti ağır şekilde dış borçların içine soktu. Bu münâsebetle de alacaklı Avrupa devletlerinin İran üzerindeki iktisadî hâkimiyeti arttı. Bir Behâî fedaisi tarafından 1896 yılında öldürülen Nâsıreddîn Şah’ın yerine oğlu Muzaffer Şah geçti.

Devlet idaresinde kabiliyetli olmıyan Muzaffer Şâh’ın zamanında liberalizm ve meşrûtiyet verilmesini isteyenlerin hareketi üzerine, 1 Ocak 1907’de Meclis-i Şûrâ-i Millî açıldı. Fakat Muzaffer Şah aynı sene anayasayı imzalamadan vefat etti. Yerine geçen oğlu Muhammed Ali Şah, meşrûtiyet anayasasını imza etmezine rağmen tatbik ettirmeyince, Azerbaycan ve diğer eyâletlerde Kaçarlı hanedanına karşı silâhlı mücâdeleler ile isyanlar başladı.

 İsyancılar, Muhammed Ali Şâh’ın Rus ve İngiliz kontrolündeki saltanatına son verince, Rusya’ya kaçtı, Yerine oğlu Ahmed Şah geçti. Birinci Dünyâ Harbinde tarafsız kalan Kaçarlar hanedanının ülkesi, Ruslar ve İngilizler tarafından muharebe alanı olarak kullanılıp, buradan Osmanlı Devleti’ne saldırılar tertiplendi. Harp sonrasında İran’da mahallî isyanlar başladı. Bu yüzden Bolşevik Rus orduları Kuzey İran’a girdi. İngilizler de geri çekilmek zorunda kaldı ve Ahmed Şâh’ı, 1923’de Londra’ya götürdüler.

1924 senesinde İran Millî meclisini elde eden Ali Rızâ Hân (İran Şahı Rıza  Pehlevi’nin babası) 1925’de kanlı bir darbe yaparak Kaçarlar hanedanına son verdi ve Pehlevî hanedanını iş başına getirerek hükümeti kurdu. Pehlevî hükümeti zamanında Kaçarlar hanedanından ve kabîlesinden bir çok devlet, adamına vazife verildi. Kaçarlar bugün Türkistan, Azerbaycan ve kalabalık bir şekilde Esterâbâd dâhil İran’da yaşamaktadır.

Bir kısım Kaçarların bilhassa İranda  Kaçar  devletini kuran  kaçarların dini mezhebi Alevi  idi.